19 Mart 2017 Pazar

İletişim ve Sanat İlişkisi

    
    "Bunu ben de merak ediyorum. Örneğin Fransa'daki başarıyı anlıyorum da İskandinavya'dakini anlayamıyorum. İskandinavya, kitaplarımın en çok satıldığı,  en çok sevildiğim yer. Bizde 40 derece sıcak, onlarda 40 derece soğuk. Ayrı bir insan kültürü, ayrı bir insan tipi olması lazım…Nasıl oluyor? İnsanoğlunun bütün insanlarda ortak olan bir yanı var. Onu bulduğun zaman herkese hitap edebiliyorsun…" diyor Yaşar KEMAL bir söyleşisinde. Edebiyatın ortak dil olduğunu savunuyor. Ben biraz daha perspektif bir açıdan bakmak istiyorum.
    Günümüz dünyasında iletişimin ekseni sanata kaymış durumdadır. Güzellik ve inceliği, algılamak, duyumsamak, hoşlanmak, sevmek gibi kavramlar genel olarak estetik ve sanatın içeriğini oluştururlar. Bu kavram ve hislerin hepsi dünyada bulunan en taş kalpli insanda bile mevcuttur. Sanat deyince aklımıza sadece resim, heykel ve müzik gelmemelidir. Seramik, fotoğrafçılık, çizim, film, şiir, opera, bale, dans, tiyatro gibi birçok sanat dalı vardır ve teknoloji geliştikçe sanat dallarımızda gelişip çeşitlenmektedir.
    Bizler insan olarak evrensel bir dil olan sanata korkularımızı, sevinçlerimizi, çaresizliğimizi, mutsuzluklarımızı, özlemlerimizi, insani bütün duygularımızı anlatmak ve yaşamımızı anlamlandırmak için ihtiyaç duyarız. Bazen dinlediğimiz bir müzikteki sözlerin bizi ne kadar çok anlattığını düşünürüz veya izlediğimiz bir filmdeki sahnenin hayatımızdaki bir anımıza ne kadar çok dokunduğunu fark edip duygu yoğunluğu yaşarız. İşte bu noktada sanatın evrensel bir dil olduğunu ülkesi, ırkı ve kişisi olmadığını ve değişmediğini söyleyebiliriz. Değişen tek şey sanat anlayışı olabilir. Sanat anlayışı kişiden kişiye, ülkeden ülkeye, ırktan ırka göre insanların içinde bulundukları toplumda gelenek göreneklerine bağlı olarak değişebilir.
    Dünyadaki bütün insanları birbirine bağlayan sanat; sevgi, dostluk, birlik beraberlik ve barış gibi bağlarımızı güçlendirerek kalıcı bir köprü vazifesi görmektedir. Örneğin; Paplo Picasso'nun  İspanya'nın Guernica Kasabası'ndaki katliamı lanetlemek için yaptığı Guernica adlı tabloya bakacak olursak ilk bakışta karmaşık ve anlamsız gibi gelmektedir. Alman uçaklarının İspaya'nın Guernica Kasabası'ndaki sivil halkı bombaladığı sırada Paris'te bulunan Paplo Picasso'dan İspanya Hükümeti Paris'te gerçekleşecek olan Dünya Fuarı'nda sergilenmek üzere bir tablo istemiştir. Bu tablo için günlerce konu düşünen Picasso bu iç savaşı kendine konu edinerek 2 ay gibi kısa bir sürede savaşın izleri geçmeden 7.80x3.50 boyutunda dev bir tablo yaparak bu olayı kınamıştır.
    Yağlı boya olan bu resmin siyah beyaz renkte yapılmasının en büyük nedeni Guernica Kasabası'nın gece bombalanmasıdır. Resimdeki insan figürünü andıran ışık saçan lamba ise aslında bu olayın karanlıkta kalmadığını ve tüm insanlığın gözleri önünde yapıldığını, bu katliamın bütün insanlık tarafından görüldüğünü hiçbir şekilde saklanamayacağını anlatıyor. Resmin alt tarafında elinde üzerinde çiçeklerin çıktığı kırık kılıç ile görünen insan eli ise savaşan ve bu katliama karşı çıkan kahramanları simgeleyen bir figürdür. Ortada ışığın hemen altında sırtına mızrak saplanmış bir halde can çekişen at figürü ise aslında can çekişen insanlık ve barışı simgelemektedir. Yangın içerisinde ellerini açmış bir şekilde haykırarak can çekişen insanlar aslında katliamda acı çeken insanları simgelemektedir. Ortada ışığın hemen altında elinde özgürlük anıtını çağrıştıran gaz lambası taşıyan pencereden başını sokarak hayretler içinde kalmış bir kadın gelecek için umut vaad etmektedir. Onun hemen altındaki kadın ise parlayan bu ışığa boş gözlerle korku içerisinde bakmaktadır. Kucağında bebeğiyle ağlayan anne yine başka bir acıyı imgelemektedir.  Resimde bulunan gazete parçaları aslında bu olaya medyanın sessiz kalmayacağını ve bu acıyı bütün insanlığa duyuracağını imgelemektedir. Resmin sağ ucundaki açık kapı sayesinde siyah sonlanmıştır.  Boğanın yanında belli belirsiz gözüken güvercin ise barışa ne kadar uzak olduğumuzu simgelemiş. 
    Gördüğünüz gibi her bir karede farklı olaylar anlatılarak bu tablo dünyadaki en politik resim olarak tarihe geçmiştir. Picasso'nun bu tablosu günümüzde savaş karşıtı en büyük eser olarak kabul edilmiştir. İçerisinde korkudan umuda birçok duyguya yer verilen evrensel bu tablo ile Picasso içinde bulunduğu ruh halini topluma yansıtmıştır. Tüm toplumdan sanat yapması beklenemez. Fakat iyi bir sanat tüketicisi olmak kültürel anlamada yaşama ayak uydurup herhangi bir sanat dalına ilgi duymak kesinlikle kaçınılmazdır. Çağdaş bir insan olabilmek adına birey ve toplum olarak bu kadar yapıcı ve kurtarıcı rol oynayan sanatı azıcık da olsa anlayabilmek, eleştirebilmek için sanatsal güzelliklerden tat alıp sanatı sanat için yapmalı. İşte bu nedenle sanat sanat için olmalıdır. Ve hiçbir ideolojiyi veya siyasi düşünceyi yansıtmamalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder